Eli birine âşıktır ama derler ki âşık olacağı son kişidir karnında çocuğunu taşıdığı sevgilisi. Anestis birine âşıktır ama derler ki ona âşık olacak son kişidir evlenmeye sevinçle gittiği eşi. Natalia birine âşıktır ama derler ki aşkının en büyük tehdit olduğunun değildir farkında.
Dimitra birine âşıktır ama derler ki baştan çıkarmıştır aşkını tüm oyunlarıyla. Nikolas birine âşıktır ama derler ki duyuramamıştır aşkını ondan uzak kalana. Aris birine âşıktır ama derler ki kanacak kadar saftır aşkını ondan kaçıranlara. Son Dans, bu altı âşığı buluşturan, birbirine bağlayan tek köprü yani hayatın ta kendisidir.
Hastalandı. Sararıp soldu… Artık mücadele edecek gücü kalmamıştı. Her gün dayak, her gün küfür. Her gün ağlama. Yorulmuştu.
Düşünmekten bile yorulmuştu. Sadece hazinesi yani kızı vardır onun için. Ona ihtiyacı vardı. Tüm cesaretini de yitirmişti. Doğal olarak tüm bu olanlardan bir şey anlamayan Natalia, annesin içinde sönmüş olan şeyleri özleyerek büyüyordu. Annesini istiyordu. Bildiği annesini.