Sırların ihtişamlı kafesi, içine aldığı masumu tehlikelerden korur sananlar; en büyük zararı bilinmezliğin verdiğinin farkına vardığında artık gerçekleri konuşmak için çok geçtir.
Ne zaman aydınlatmayı bıraktı ay geceyi de; bu karanlığının kucaklamasına izin verdin zayıf ve yorgun bedenini? Dönme dolap durduğunda.
Göğüs kafesinin, güvende tutabilecekmişçesine içine sakladığı o zavallı kalbini nerede bir yabancının acımasız ellerine teslim ettin? Hüzzam makamında.
Ve o kulağında çınlayan aynı eski ninni uykuya yatırmadığında seni artık geceleri, dört duvar arasında tek başına; bir adam boyu toprak yutmuş gerçekler kanlı canlı ne zaman karşına dikildi? Masallara inanmayı bıraktığında.