“Şeytanın en büyük hilesi, bizi var olmadığına inandırmasıdır.” – Charles Baudelaire
Yeryüzüne sürgün edilen asi bir melekti Azazel. Dünya’ya “düştükten” sonra artık tek bir amacı vardı: Cennetin kötü bir kopyası olarak gördüğü bu mavi gezegeni kötülüğe boğmak.
Evinden kovulmasına sebep olan insanı ve ona dair var olan her şeyi yok etmeye ant içen şeytan, yeryüzünde binlerce yıl kötülüğün kaynağı olur. Fakat 20. yüzyılın başında işler tersine döner ve Azazel hâkimiyetini kaybetmeye başlar. Zira insanın kötülük için artık ona ihtiyacı kalmamıştır.
Tüm yaratılanların üstünde sayılan insan, kötülükte de şeytanı geçer ve onu işsiz bırakır. Varlığını sorgulamaya başlayan Azazel, çaresiz tarihin gelmiş geçmiş en ünlü terapistlerinin kapısına gider. Freud’dan Jung’a, Frankl’dan Fromm’a birçok eşsiz beyinle görüşen şeytan ne yazık ki varoluşsal bunalımlarına çözüm bulamaz ve tarihte en başarılı olduğu yerlerden biri olarak gördüğü Konstantin’in topraklarına, İstanbul’a dönmeye karar verir.
Şeytan Terapiste Gittiğinde, bizleri “gerçek kötü”nün kim olduğu sorusunu düşünmeye davet ediyor. Kötülüğün kaynağına dair bakış açımızı altüst eden bu kitap, aynı zamanda tarihin kanlı sayfalarından sıra dışı kötülükleri ve onların karşısında cesaretle duran “gerçek iyileri” de anlatıyor.
Kötülüğün efendisi her an size yaklaşıp, bir anlaşma teklif edebilir. Peki, siz onu reddetmeye hazır mısınız?