Naatler, samimi duygularla yazılan, riya kokmayan, son derece lirik metinlerdir. Mevlid türündeki eserleri de bu kapsamda değerlendirmek mümkündür. Türk edebiyatında pek çok mevlid yazılmış olmasının ardındaki neden, bu samimi duygular olmalıdır. Sultan II. Bayezid’e sunulmak üzere kaleme alınan Kût-ı Rûhî’de (898/1493, Ruhların Gıdası) de 15. asır şairi Feyzî’nin Hz. Peygamber’e (SAV) duyduğu samimi sevgi hissedilmekte ve tabiri caizse bazı mısralar buram buram muhabbet ve özlem kokmaktadır. Kût-ı Rûhî’nin yegâne nüshası, koleksiyonuyla meşhur Hattat Hasan Tahsin Efendi kütüphanesinden çıkmadır ve bugün Berlin Devlet Kütüphanesi’ndedir. Bu yazmanın sonradan yenilendiği anlaşılan cildi, 17. asrın ünlü lake cilt ustalarından Çakerî’ye aittir. Çalışmada inceleme bölümünün ardından Kût-ı Rûhî’nin metni ve günümüz Türkçesi ile söylenişi bulunmaktadır