Allah'ı sevdikçe daha çok tanıyan tanıdıkça daha çok seven Hz. Mevlana (1207-1273), gönül dili sayesinde dünyada yüzyıllardır insanları etkilemekte olan bir İslam mutasavvıfıdır. Kaleme aldığı, tasavvuf edebiyatının şaheseri olarak kabul edilen Mesnevi-i Şerifi ise bu doğrultuda yazılmış; aklı çıkmaza düşmüşlere yol gösteren, gönlü kırılmışlara şifa olan, ruhu arayış içindekileri huzura kavuşturan bir kılavuz kitaptır. Türkçede "Mesnevi Hikâyeleri", "Mesneviden Seçme Hikâyeler", adları altında epey çalışma yayımlandı. Ancak maalesef bunların çoğunda salt hikâyelerle karşılaşılmaktadır. Çünkü Hz. Mevlana'nın o hikayelerinin öncesinde, hikâyeler arasında veya sonrasında yaptığı tasavvufi açıklamalar çıkarılmıştır. Oysa Hz. Mevlana'nın amacı hikâye nakletmek değildir. Mesnevi'deki hikâyeler; ya bir Kur'an ayetinin ya Peygamberimize ait bir hadis-i şerifin ya bir sufi sözünün, ya tasavvufi hal ve makamların ya da felsefi düşüncelerin açıklaması için vardır. Tasavvuf araştırmacısı Şaban Karaköse bu ciddi eksikliği göz önünde bulundurarak, Mesnevi'den seçtiği 141 hikâyeyi, zengin notlar eşliğinde açıklamaya çalışarak "Mevlana'dan Düşündüren Hikâyeleri" hazırladı.