“Aşk, kalbin zaman ve mekâna duyarlılık kazanmasıdır.”
Fransız yazar Marcel Proust’un dünyaya geliş amacının “yazmak” olduğunu düşünmemiz için birçok neden var. Yaşamının son üç yılını yatakta –yazarak– geçiren Proust, serinin ilk kitabını yayımlandıktan sonra dokuz yılda Kayıp Zamanın İzinde’yi tamamlayıp, “Son sözcüğünü yazdım Céleste, artık ölebilirim” dedikten birkaç ay sonra öldü. Ölümünden sonra yayımlanacak dört kitabı da eksiksiz bitirmenin gururuyla dünyayı terk ettiğinde henüz 51 yaşındaydı. Aşk, müzik ve edebiyatla güçlendirdiği hayatında askerlik, düello ve kavgalar da vardı. Proust, “rağmen’lerin daima gizli çünkü’ler olduğunu” aklında tutarak kaleme aldı Kayıp Zamanın İzinde’yi. Yedi ciltten oluşan seriden hangi kitabın kapağını açarsanız açın her yönüyle devasa bir yapıtın içinde olduğunuzu bir harf boyunca bile unutamazsınız. Akıl almaz uzunluktaki cümleleri ve betimlemeleriyle yarattığı karakterlere hayat verirken hem ressamdır hem de hepsinin en yakını.