Aysel Sağır, dünya edebiyatı tarihine damgasını vurmuş yazarların, roman kahramanları -Anna Karanina, Madam Bovary, Cemile, Nana, Tamina, Raskolnikov, Alice, Pollyanna, Rudin, Gregor Samsa ve Pablo Ibbieta- ile yüzyıllar sonra İstanbul'da karşılaşır. Yazar bu buluşmada, ‘şimdi'nin içinde yer alan kahramanlarla yeni hikayelere doğru yol alır. Akıcı bir dil ve ince mizahi anlatımıyla, edebiyat disipliniyle oluşturduğu Karşılaşmalar kitabı algımıza yerleşmiş kahramanların yeni hikayeleriyle okuru oldukça şaşırtır.
‘Şimdi'nin içinde her şey değişmiştir. Roman kahramanları yaratıcılarına karşı gelmişler ve kendi yollarını belirlemişlerdir. Her kötülüğü iyiliğe yormakta usta olan Pollyanna, Marksist olmuştur. Pablo Ibbieta, F Tipi Cezaevlerinin kaldırılması için, ölüm orucuna başlamıştır. Raskolnikov polise, insanlık için katil olduğunu söyleme gafletinde bulunarak terör örgütü suçlamasıyla karşı karşıya kalmıştır. Gereksiz adam Rudin'in belirmesiyle, ortaya Poprişçinler çıkmıştır.
Ya Madam Bovary, arsenik içip kendini öldürmüş müydü? Siz öyle biliyorsunuz, çünkü Flaubert'in yazdığı sona inanmışsınız. Aman otobüse bindiğinizde ayağınızın altında gezinen böceği öldürmeye kalkmayın, Gregor Samsa olabilir. Bu yüzden bulunduğunuz mekanlara dikkatlice bakmanız gerekiyor, kitapta yer alan birçok roman kahramanlarıyla bir yerde karşılaşabilir, yaşanan hikayelerin bir karakteri olabilirsiniz. İnanmadıysanız yıllardır kar kış demeden, çocukları için eylem yapan annelere iyice bakın, Faust'a karşı dirençlerini göreceksiniz. Bu durumda Alice, Türkiye'de kalacak mı? Peki, Cemile ile Danyal'ın aşkı ülkemizde yaşanan onca kaos ve savaşı bitirebilecek mi? Bütün bunların soru ve cevaplarını Karşılaşmalar'ın içinde bulabilirsiniz. Belki sizlerin de roman kahramanlarına söyleyecekleriniz olacak. O zaman Karşılaşmalar'la buluşmaya hazır olun.
Poprişçin: Bu üzüntüyle hemen kolları sıvadım, soluğu burada aldım. Bari işsizlerin, yoksulların, zavallıların bol olduğu -üstelik de ülkeme bir hayli borcu olan- bu ülke insanlarına yardım edeyim dedim. Söyleyin kötü mü yaptım?”
Pollyanna: Sizin ülkede insanlara iyimserlik aşılamaya gerek yok. Hatta yeterince kötümser ve isyankar olsanız diyorum. Burada herkes Pollyanna zaten. Onca olumsuzluk, yoksulluk, şiddet, felaket almış başını gidiyorken kimse “Bana mısın?” demiyor. Benim rolümü çalmakla kalmayıp iyice abartmışsınız.”