Demokrat Parti yıllarından 27 Mayıs’a, 12 Mart’a, 12 Eylül’e, XX. yüzyılın bitimine uzanan Kaptan’da, bir Anadolu çocuğunun aklını kullanmaya başlamasıyla birlikte yaşamının ülkede yaşanılanlarla nasıl özdeşleştiğini görüyoruz. Sürekli olarak kendisini, yaşadıklarını sorguluyor, yeni adımlar atarken hep yaşadıklarından ders çıkarıyor Kaptan. Yaşadıklarının benzerlerini milyonlarca insanın da yaşadığını, seçilen kahramanın kişiliğinde ülkemizin yazgısının bulunduğunu duyumsatıyor. Kaptan’ın bu serüveni aynı zamanda ülkemizin yarım yüzyıllık toplumsal siyasal tarihi de oluyor böylelikle. Bu tarihe kimi zaman hüzünle, acıyla, kimi zaman gülümseyerek tanık olacağımız Kaptan, insani gerçekçiliğiyle okuyanın elinden tutan bir roman…