Ahiret yolcusunun hayattaki en mühim, en önemli derdi, bu dünyadaki gerçek hedefi nedir, ne olmalıdır? Neyin peşinde koşmalı ne ile içlenmeli ne uğruna gerçekten gözyaşları dökmelidir? Mutluluğu nerede aramalı, Asıl neler için pişmanlık hissi duymalıdır? Ve şu hayatta en “hayâtî meselesi” ne olmalıdır? Senelerdir konferanslarda, programlarda, kitaplarda bu mühim soruların cevaplarını anlatanları anlatmaya, anlatanların söylediklerini aktarmaya çalıştık. Büyüklerden bir zât, hocasından öğrendiklerini kaleme alıp, kitap haline getirdiğinde; “Bizim kitaplarımız çok kıymetlidir, çünkü içinde bize ait bir yazı, düşünce yoktur. Biz sadece büyüklerin yazılarını yazmak, onlardan nakletmek için çalıştık...” buyurmuştu. Bizim yaptığımız da o izleri takipten, bildirilenleri nakilden başka bir iş değil. Onlardan nakille, bu defa, yüzünü ahirete dönmüş yol arkadaşlarımıza, hep söylediğimiz gibi bir yön levhası daha işaret etmek hevesindeyiz. Ne derece muvaffak olduk, oluyoruz, olacağız bilemeyiz fakat elimizden geleni de yapmazsak sorulacak elbette hesabı. Bu kitap söz konusu çetin hesabın hiç olmazsa bu kısmını, biraz daha kolaylaştırmak ümidiyle, duasıyla, yakarışıyla yazıldı. Önemli meselelerin hâl yoluna dair birkaç kelâm edildi. Tamamı haddimize değil lâkin, “Hayâtî Meseleler” anlaşıldığı vakit, tamam olana kavuşmaya vesiledir ihtimâl... “Hayâtî Meseleler” hayata dair cevabını arayıp ta bulamadığınız bazı soruların, cevapları, çözüm yolları, formülleri için yol haritası belki de!
Aranılan hazînenin nişânını verdim sana, Belki sen kavuşursun, biz varamadıksa da!