Bir taht... Bu taht için mücadele eden beş kız kardeş... Dünyanın çekirdeğinde bulunan gizemli Elysian kentinin hükümdarı öldü. Şimdi veliahtın ilahi ilhamın kentine dönme vakti geldi...
Hükümdar ölmeden önce beş kızını dünyaya göndererek bir sınava tabi tutmaya karar vermişti. Kurallar basitti. Dünya gibi bir yerde hiçbir şeyin büyüsüne kapılmayan kişinin zaafı olamazdı. Zaafı olmayan kişiyse veliaht ilan edilecek, hükümdardan sonra tahta geçen kişi olacaktı.
Kızlarından en büyüğü Bilun, dünyadayken hor görülen bilgiyi kurtardığı için sınavı geçememiş, Elysian’e bilgeliğin ve adaletin temsilcisi olarak dönmüştü. Hesna aşkın büyüsüne kapılmış, sevginin ve sadakatin temsilcisi olarak geri dönmüştü. Üçüncü kız Eva, dünyadan ölümsüzlüğü çalmış ve evrendeki tek ölümsüz canlı olarak Elysian’e döndüğünde nefretten aldığı güçle yenilmez olmuştu. Felin ise dünyanın çetin şartlarına dayanamayıp kaybolmuştu. Sona kalan kızsa bir zaaf edinemeyecek kadar güçlü olandı, veliahttı.
Veliaht ilan edilmesi hükümdarlığı için mücadele etmeyeceği anlamına gelmiyordu.
Kardeşleri, saray soyluları ve halktan oluşan farklı cephelerde savaş vermeliydi veliaht. Kan, gözyaşı ve entrikaların ortasında verilecek bir savaş...
Bu amansız mücadelenin sonundaysa tek bir kazanan olacaktı. Belki de tek bir kaybeden...