Uzaylı bir köpek, Dünya'nın kaderini değiştirebilir mi?
Ödüllü İngiliz yazar Frank Cottrell-Boyce'tan, insanın evrendeki yerine ve “yuva” olarak adlandırdığı yere dair fantastik bir roman: Dünya'yı Kurtarmanın 10 Yolu
Yarım milyon ışıkyılı uzaktan gelen bir köpek ile neredeyse hiç konuşmayan bir oğlan çocuğunu fizik yasalarını altüst edecek çılgınlıktaki bir serüvende buluşturan kitap, gezegenlerarası bir kahkaha tufanı.
Okurunu güldürdüğü kadar dünyevi meseleler üstüne düşündürmeyi de es geçmeyen Cottrel-Boyce, parmak ısırtan kurgusunun arka planında bir dede ile torunu arasındaki sonsuz ve koşulsuz sevgi bağına dikkat çekiyor.
Dünya'da görülmeye veya yapılmaya değer on şey bulmanın kolay olduğunu mu düşünüyorsunuz? O hâlde, hikâyeyi biraz başa saralım ve bunun pek de kolay olmadığını gösterelim...
Prez'in son haftalarda dünyası biraz karışık. Şimdilik geçici bir yerde kalıyor olsa da aklı hep dedesinde. Nerede olduğunu bilmeyi, onu yeniden gülerken görebilmeyi çok istiyor. Yine anılara daldığı bir gün, inanılması güç bir haberle iyice şaşkına dönüyor: Dünya pek yakında, uzaylılar tarafından imha edilecek! Peki bunu kim mi iddia ediyor? Sputnik! Gerçek hâlini sadece Prez'in görebildiği, Uzaylı-İskoç melezi tuhaf bir köpek. Artık bir an önce el ele verip, Dünya'nın var olmaya değer bir gezegen olduğunu kanıtlayacak bir liste hazırlamak zorundalar. Üstelik önlerinde tek bir yaz mevsimi var.
Dünya'yı kurtarmaya çalışırken bol şenlikli bir serüvene dalan kafadarları yolun sonunda, yanıtlamaları gereken mühim sorular bekliyor tabii: Tavuklar yumurtanın içinden mi çıkıyor? Sonsuzluğun merkezi diye bir yer var mı? Uzun zamandır görmediğin bir yer, hâlâ evin olabilir mi? Peki, Dünya gerçekten kurtarılmaya değer mi?