Küresel dengelerden, gelismelerden, ulus-devletlerin ve toplumlarin statükoyu korumaya yönelik taleplerinden bagimsiz olmayan bütünlesme kavrami; küresel sistemi, bölgesel paradigmalari, ulus-devlet yapilarini, toplumsal algi ve davranis biçimlerini etkileyen ve degistiren uzun bir süreç.Türkiye'de bütünlesme kuramina iliskin ilk çalismalar, Avrupa Ekonomik Toplulugu'nun gündeme gelmesi ile basladi ve Avrupa Birligi ekseninde sekillenerek dar bir alana sikisti. Bütünlesme kuram, yöntem ve modelleri ile farkli bütünlesme yaklasimlarini bir araya getiren çalisma sayisi az ve dolayisiyla bu kitap, o alanda yer alma umuduyla kaleme alindi.Bütünlesme hareketleri, insanlik tarihi boyunca, farkli kita ve bölgelerde, degisik biçim ve oyuncular tarafindan defalarca denendi ama en basarili örnegi Avrupa'da gerçeklestirildi. Bu bütünlesme hareketinin neden Avrupa'da basarili oldugu sorusundan yola çikarak hazirlanan çalisma, Türkiye'nin AB yolundaki sürecine kuramsal açidan isik tutuyor.Son derece zor olan bütünlesme sürecine baslamayi, sürdürmeyi ve özellikle ulus-devletler düzeyinde önemli fedakârliklara katlanmayi gerektiren kosullarin neler oldugunu arastirmak ve bu çerçevede bütünlesme hareketinin temel özelliklerini saptamak, bu çalismanin temel amaci olusturuyor. Eser ayrica Türkiye-AB iliskilerinin rasyonel zeminlerden okunmasina da kaynak teskil ediyor.(Tanitim Bülteninden)