Darağacı kuruldu. Barsisa’yı getirdiler. Cellat, ipini hazırladı. Barsisa gözlerini kaldırdı. Onu tanıdı. Padişah’ın adamıydı bu. Adeta inledi: “Sen misin?”
Hastalara, zayıf kişilere yardım ederdi Barsisa… O kadar şifa verirdi ki, ünü dört bucağa yayılmıştı. Uzaklardan, ondan derman bulmaya gelirlerdi.
Barsisa’nın böylesine ünlü, güçlü bir kişi olması Şeytan’ı rahatsız etti. Bir insanoğlu, insanüstü güç kazanıyordu. Bunu önlemeliydi. Bir insanın, diğer insanlara büyük iyilikler yapması onu tedirgin etti. Dayanamazdı buna. Bir yol bulmalı, Barsisa’yı çıkmaza sokmalıydı. Bunu yapabilmek için, şeytanca bir yol izlemeye karar verdi. Öyle ya… Şeytan’ın yolları şeytanca olurdu…