Kör Baykuş adlı romanıyla tüm dünyada haklı bir üne sahip olan İranlı yazar Sâdık Hidâyet’in hem genel anlamıyla edebiyattaki tutumunu hem de dönem itibariyle içinde bulunduğu “karamsar” ruh halini en iyi yansıtan kitabıdır Aylak Köpek. 1942’de yani İkinci Dünya Savaşı’nın en sert ve insanlar üzerinde en yoğun etkiyi bıraktığı döneminde yayımlanmıştır. Dolayısıyla kitapta yer alan sekiz öykü de dünyada artık mutluluğun olmadığına ve onu bulmanın imkânsızlığına dair sahnelerden oluşmaktadır. Kitaba adını veren öyküden başlayarak bir araya getirdiği öykülerin tümünde geçmiş güzel günlerin özlemi, yalnızlık, içinde bulunduğu toplumla uyuşamayan bireylerin yaşadıkları trajik olayları ele alıyor yazar. Belki de Sâdık Hidâyet en başından itibaren Aylak Köpek’te kendini ve yıllar sonra aynı karamsarlık içindeki bizleri anlatıyor. “Ani bir kararla bir daha dönmemek üzere evden çıkmıştı. Evhamlı bir dünyada yaşadığını, geçmiş ve şimdiye dair ne varsa hiçbiriyle en ufak bir bağlantısının olmadığını hissediyordu. Tüm bu olup bitenlerin uzağındaydı.”